Varis Hastalığı Tekrarlar Mı? Hastalığın Evrimi ve Risk Faktörleri
- Prof. Dr. Gökçe Şirin

- 2 days ago
- 3 min read

Varis Hastalığı Tekrarlar Mı? Hastalığın Evrimi ve Risk Faktörleri
Giriş
Kronik venöz hastalık (KVH), dünya genelinde erişkin nüfusun önemli bir kısmını etkileyen, yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşüren ve sağlık sistemleri üzerinde artan bir ekonomik yük oluşturan kronik bir dolaşım bozukluğudur. Variköz venler, bu klinik spektrumun en sık görülen ve en belirgin bulgularından biridir. Hastalık, genetik yatkınlık, hormonal faktörler, gebelik, obesite, uzun süreli ayakta kalma, ileri yaş ve geçirilmiş derin ven
gibi çeşitli risk faktörlerinin etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Tedavi yaklaşımlarındaki gelişmelere rağmen, varis nüksü günümüzde de önemli bir klinik problem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ameliyat sonrası varislerin yeniden ortaya çıkması (varis nüksü), hem hastalar hem de kronik venöz hastalık (KVH) ile ilgilenen klinisyenler için sık karşılaşılan, çok faktörlü ve klinik yönetimi güç bir sorun olmaya devam etmektedir. Bu durum, venöz sistem hastalıklarının dinamik ve ilerleyici doğasını, aynı zamanda altta yatan patofizyolojik mekanizmaların karmaşıklığını açıkça ortaya koymaktadır. Kronik venöz hastalık, yalnızca yüzeyel venlerdeki dilatasyon veya kapak yetersizliği ile sınırlı olmayıp, mikrosirkülasyon, endotel fonksiyonu ve venöz duvar biyolojisini de kapsayan multifaktöriyel bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Varisli damarların çıkarılması veya ablasyonu sonrasında bile hastalığın diğer segmentlerde ilerleyebileceği bilinmektedir. Genetik yatkınlık, hormonal faktörler, yaşam tarzı ve yaşlanma gibi parametreler, bu süreci etkileyen temel unsurlardır.
Tekrar Varis oluşmasında etkili mekanizmalar:
Varis nüksü multifaktöriyel bir etyolojiye sahiptir. En sık bildirilen nedenler şunlardır:
Neovaskülarizasyon: Özellikle klasik cerrahi sonrası safenofemoral bileşke (SFB) düzeyinde yeni damar, yeni kollateral damar oluşumu gelişebilir. Travmatik anjiyogenez ile ilişkilidir. Termal ablasyon sonrası da daha düşük oranlarda bildirilmiştir.
Perforan ven yetmezliği: Derin ve yüzeyel venler arasında bağlantı sağlayan bu damarların yetmezliği, yeni varislerin oluşmasına neden olabilir.
Hastalığın ilerlemesi ve yeni damar segmentlerinin etkilenmsiyle gelişen reflü: Başta aksesuar venler (özellikle anterior aksesuar safen ven) olmak üzere, daha önce sağlam olan segmentlerde reflü gelişimi görülebilir.
Rekanalizasyon: Ablasyon yapılan damar segmentinin kısmen ya da tamamen yeniden açılması ile reflü tekrarlayabilir.
Ayrıca, derin venöz sistemde sonradan gelişen reflü veya genetik olarak belirlenen bağ dokusu zayıflığı gibi faktörler de nüks riskini artırmaktadır. Son yıllarda klasik cerrahi yerini giderek termal ve kimyasal ablasyon gibi minimal invaziv tekniklere bıraksa da; nüks mekanizmaları uygulanan tedavi tekniği, hastanın venöz anatomi özellikleri ve yaşam tarzı faktörlerine göre değişkenlik göstermektedir.

Son dönem çalışmalarda nükslerin başlıca nedenleri arasında şunlar gösterilmiştir:
Perforan ven yetmezliği: En sık nedenlerden biri
Anterior aksesuar safen ven reflüsü (%24)
Kısa safen ven (vena saphena parva) yetmezliği (%16)
Daha önce tedavi edilmemiş uzun safen venlerde yeni reflü (%14)
İşlem yapılan damarda rekanalizasyon (kısmi / tam açılma) (%29)
Sonuç ve Öneriler:
Varis hastalığının doğası gereği kronik ve tekrarlama eğiliminde olduğu unutulmamalıdır. Cerrahi sonrası veya ablasyon sonrası nükslerin önlenmesi için:
Uygun hasta seçimi
Ayrıntılı Duplex Ultrason değerlendirmesi
Prosedüre uygun tekniklerin seçimi
Risk faktörlerine göre bireyselleştirilmiş takip planı
gibi yaklaşımlar önem taşır. Ayrıca hastaların uzun dönem takibi, nükslerin erken fark edilmesi ve yeniden müdahale edilmesini sağlar.
Varis hastalığı yalnızca yüzeyel bir damar problemi olarak değil, sistemik ve kronik bir venöz patoloji olarak ele alınmalıdır. Tedavideki amaç, yalnızca mevcut variköz venleri ortadan kaldırmak değil, aynı zamanda hastalığın ilerleyici doğasını anlamak ve nüks riskini azaltacak uzun vadeli stratejiler geliştirmektir. Bu nedenle, cerrahi ve endovenöz tedavi yöntemlerinin yanı sıra yaşam tarzı değişiklikleri, kompresyon tedavisi ve düzenli klinik takip, tedavi başarısını sürdürülebilir kılmada büyük önem taşımaktadır.
Kaynakça:
De Maeseneer MG, Pichot O, Cavezzi A, et al. Mechanisms of varicose vein recurrence after surgery: A review. Phlebology. 2017;32(10):653–660. DOI:10.1177/0268355516687605
Jones L, Braithwaite BD, Selwyn D, et al. Recurrence of varicose veins after thermal ablation: A prospective 5-year study. Phlebology. 2019;34(4):231–237. DOI:10.1177/0268355518781031
Rass K, Frings N, Glowacki P, et al. Comparison of surgery and endovenous laser ablation for the treatment of varicose veins: A randomized controlled trial. J Vasc Surg. 2015;62(2):440–448. DOI:10.1016/j.jvs.2015.03.045
Labropoulos N, Leon LR. Evaluation of recurrent varicose veins. In: Bergan JJ, Bunke-Paquette N, eds. The Vein Book. Elsevier; 2007:393-406.
van Rij AM, Jiang P, Chai J, Christie RA, Hill GB. Recurrence after varicose vein surgery: a prospective long-term clinical study with duplex ultrasound scanning and air plethysmography. J Vasc Surg. 2003;38(5):935–943.







































Comments