Dünya Tütünsüz Günü
31 Mayıs 'Dünya Tütünsüz Günü' olarak kabul edilmekte ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından tütünün yaygın kullanımı ‘tütün salgını’ olarak tanımlanmaktadır.
'Dünya Tütünsüz Günü', tütün kullanımının tehlikeleri konusunda farkındalığı artırmak ve daha sağlıklı, tütünsüz bir yaşam tarzını teşvik etmek için önemli bir fırsattır. Bu güne katılarak hem kendi hayatınızda hem de başkalarının hayatında fark yaratmaya yardımcı olabilirsiniz.
Yılda 8 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olmakta ve bu ölümlerin 1,2 milyonu pasif içicilikten kaynaklanmaktadır. Tütünün üretim ve tüketimi yıllık 80 milyon ton karbon salınımına neden olur. Tütün üretimi için yıllık 22 milyar ton su kullanılmakta, Dünya genelinde her yıl orman alanlarının yüzde 5'i tütün yetiştirmek için kaybedilmekte, Sigara tüketimiyle 2 milyon ton paket atığı oluşmakta ve her yıl 4,5 trilyon izmarit çevre kirliliği ve orman yangınlarına neden olmaktadır. Tütünün üretimi yıllık toplam 25 milyon ton endüstriyel atığa neden olmaktadır.
Dünya genelinde tütün kullanım oranları istikrarlı bir şekilde düşüyor.
WHO tarafından dünya genelinde yapılan ve sonuçları Kasım 2021'de yayımlanan tütün kullanımı araştırmasına göre tütün kullanımı istikrarlı bir şekilde düşüyor. 2000 yılında, dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri (%32,7) tütün kullanıcısıyken, tütün kullanımının kontrolüne yönelik çalışmalarla bu oran %22,3’e inmiş; mevcut çabaların tüm ülkelerde devam etmesi halinde oranın 2025'te %20 sevilerine ineceği tahmin edilmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre ülkemizde tütün kullanan erkeklerin oranı azalırken, kadınların oranı artmaktadır.
2020 verilerini esas alan sonuçlara göre Türkiye'de tütün ürünleri kullananların oranı %30,7 (Erkeklerde: %42,1; kadınlarda: %19,2).
Türkiye OECD ülkeleri arasında 15 yaşın üstünde sigara içenlerin tüm nüfusa oranında ilk sırada yer almaktadır.
Kalp damar hastalıkları Dünya’da en fazla ölüme neden olan hastalıkların başında gelmektedir (gelişmiş ülkelerdeki ölümlerin yarısına yakın bir bölümü, gelişmekte olan ülkelerde de üçte biri).
Sigara içmenin, Kalp ve damar hastalıkların gelişimi üzerine etkileri çok sayıda geniş çaplı epidemiyolojik çalışmalarla gösterilmiştir. Kalp ve damar hastalıkları arasında özellikle damarda genişleme (anevrizma) ve tıkayıcı atardamar hastalığı sigara içmenin değiştirilebilir en kritik risk faktörlerinden biri olmaya devam etmektedir.
Normal şartlarda kan damarlarının iç yüzeyi pürüzsüz bir yapıya sahiptir. Sigara içmek damarların düzgün ve pürüzsüz yapısını ve damar iç yüzeyinde bulunan hücrelerin (endotel) görevini de bozmaktadır. Bu yapıyı sağlayan prostasiklinlerin azalması ve tromboksan A2 üretiminin artması, zamanla damar kenarlarında pıhtılaşma gelişmesine ve ilerleyen süreçte damar tıkanıklıklarına neden olmaktadır.
Kalp ve damar hastalıklardan korunmak için öncelikle hastalığın oluşmasında rolü olan risk faktörlerinin kontrol altına alınması gerekmektedir. Değiştirilebilen risk faktörleri içinde önemli nedenlerden biri ‘sigara’ alışkanlığıdır. Sigaranın bırakılması ile koroner kalp hastalığının gelişmesinin önemli şekilde önlenebildiği bilinmektedir.
ความคิดเห็น