Şah Damarı Hastalığı (Karotis Arter Hastalığı)
Şah Damarı Hastalığı (Karotis Arter Hastalığı)
Şah damarı olarak bilinen 'Karotis' atardamarı boyunun her iki tarafında birer adet yerleşmiş, çenemiz seviyesinde iç ve dış olarak iki ana dala ayrılan damardır. İç karotis atardamarı beynimize oksijenden zengin kanı taşırken, dış karotis atardamarı ise yüzümüzü, boynumuzu ve saçlı derimizi beslemektedir.
Şah damarı hastalığı (daralma ya da tıkanıklık), beyni besleyen bu damarın daralması ya da tıkanmasıdır. Özellikle iç karotis atardamarında oluşabilecek ciddi bir daralma beyinin kan akımında azalmaya, beyin hücrelerinin ölmesine ve felce (inmeye) yol açacaktır. Hatta hastanın kaybedilmesine kadar gidecek sonuçlara neden olabilmektedir. Sanayileşmiş ülkelerde şah damarı hastalığına bağlı ölüm oranı üçüncü sırada yer almaktadır.
Şah Damarı Hastalığının Nedenleri Nelerdir?
Şah damar hastalığı ileri yaş hastalığı olarak kabul edilir. Genellikle 50 yaşın üzerinde herkeste görülebilir. Fakat klinik tecrübelerimize dayanarak 50 yaşın altında da oldukça sık karşılaşmaktayız.
En sık neden damar sertliği (ateroskleroz)'dir. Diğer nedenler arasında fibromüsküler displazi (FMD), damar duvarının kistik medial nekrozu, bazı damar iltihapları ve damar duvarı katmalarının biribirinden ayrılması (diseksiyon) sayılabilir. Damar sertliğinin sistemik bir hastalık olduğu ve vücuttaki bütün atardamarları tutabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle şah damarı hastalığı bulunan hastalar aynı zamanda kalp ve damar rahatsızlıkları (kalp krizi, damarlarda balonlaşma, damar duvarında yırtılma gibi), kol ve bacak atardamarı hastalıkları açısından risk altındadır. Hastalığa neden olan diğer risk faktörlerini ise sigara kullanımı, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kan yağlarının yüksekliği ve aile hikayesi olarak sıralayabiliriz.
Hangi şikayetler ile ortaya çıkar?
Hastalarının çoğunda bir şikayet olmayabilir. Bazen de felç ilk bulgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Fakat hastalarda felç öncesi bazı uyarıcı şikayetler görülebilir. Vücutta, yüzde uyuşma-karıncalanma, kol ve bacaklarda güç kaybı, konuşmanın bozulması veya hiç konuşamama, bulanık görme veya gözün önüne perde inmesi (genellikle tek gözde oluşur), geçici bilinç kaybı uyarıcı şikayetler olarak sıralanabilir. Unutmayalım ki bunlar kalıcı bir felcin habercisi olabilir.
Şah damarındaki daralma veya tıkanma derecesi ve bu damarın beslediği bölgenin büyüklüğüne bağlı olarak farklı derecelerde felç ortaya çıkmaktadır. Bazen çok hafif derecede olmakta ve herhangi biz iz bırakmadan genellikle 24 saatten önce düzelmektedir. Bu durum, daralmış olan şah damarından zaman zaman beyine pıhtı atması ve pıhtı ile tıkanan beyin bölgesinin fonksiyon kaybı ile açıklanmaktadır.
İnme de ise meydana gelen hasar kalıcıdır. Felç diyebilmek için ortaya çıkan bulguların 24 saatten uzun sürmesi gerekmektedir. Fakat zamanla kısmi düzelmeler görülebilir. Nadiren de hastalar şah damarının tıkanması ya da büyük bir parça pıhtı atmasına bağlı hayatlarını kaybedebilirler.
Hastalığın varlığı nasıl saptanabilir?
Şah damarı tıkanıklığı sonucu oluşan inme sanayileşmemiş ülkelerde kalp hastalıkları ve kanser'den sonra ölüme yol açan üçüncü neden olarak verilmektedir. Bu nedenle hastalarda herhangi bir nörolojik olay (inme, felç) gelişmeden tanının konulması oldukça önemlidir.
Hastaların herhangi bir yakınması olmayabilir ya da çoğunda damarın tıkanması, damar yüzeyindeki daralmış bölgeden beyine pıhtı atması sonucu felç (inme) oluşumu ile tanı konabilir. Çoğu zaman muayenenin bir parçası olarak doktorunuz boyun damarınızı dinlerken duyacağı bir üfürüm hastalığın tanısının konulmasını sağlayacaktır. Fakat kesin tanının konulmasında bazı görüntüleme yöntemleri (Renkli Doppler Ultrasonografi, Anjiyografi, Sanal anjiyografi (Tomografi veya MR) kullanılabilir.
İnme (felç) ile gelen bir hastada ilave bazı tetkikler beyin tomografisi, beyinin MR ile incelenmesi ve beyinin etkilenen bölgelerinin detaylı şekilde değerlendirilmesi gerekebilir.
Ne Zaman Tedavi edelim?
Şah damarı hastalığının tedavisi damardaki darlığın derecesi, etkilenen beyin bölgesinin beslenmesine ve hastanın genel durumuna göre değişir.
Hafif derecede olan ve herhangi bir şikayete yol açmamış (%50'den daha az) daralmalar ilaç tedavisi ile izlenebilir.
Şikayeti olan hastalarda, darlık %70 ve üzerinde ise ameliyat gereklidir.
Şikayeti olmayan hastalarda %80 ve üzerindeki darlıklarda cerrahi müdahale gerekmektedir.
Tamamen tıkalı olan damarlarda herhangi bir cerrahi girişim gerekmeyebilir.
Aynı zamanda hastalarda damar sertliği risk faktörlerini azaltıcı önlemler alınmalıdır;
Tansiyon kontrol altına alınmalı (140/70 mmHg'nın altında tutulmalı),
Hasta sigara kullanıyorsa, sigaranın bırakılması için yönlendirilmeli,
Kan yağları yüksek ise, kontrol altına alınmalı (LDL,100 mg/dl'nin altında tutulmalı),
Geçirilmiş felç, inme hikayesi olan hastalarda (LDL,70 mg/dl'nin altında tutulmalı),
Şeker hastalığı olan hastalarda kan şekerinin çok sıkı takip edilmesi,
Kan inceltici ilaç verilmesi (Aspirin, Clopidogrel).
Hastanın şikayetleri başladıktan sonraki ilk 2 hafta içinde girişimin yapılması önemlidir.
Tedavi seçenekleri Nelerdir?
Şah damarı hastalığının tedavisinde iki yöntem kullanılmaktadır.
Açık yöntem (Karotis Arter Endarterektomisi)
Kapalı Yöntem (Stent yerleştirme)
En sık uygulanan yöntem açık cerrahidir. Bu yöntemde boyuna yapılan yaklaşık 4-5 cm lik bir kesi ile şah damar hazırlanır. Şah damarı geçici olarak devre dışı bırakılır. Damar plak bölgesinden açılır ve darlığa yol açan plak damar içinden sıyrılarak çıkarılır. Düzgün, pürüzsüz bir damar yüzeyi elde edilir. Açılan damar bir yama kullanılarak (bacaktan alınan toplar damar ya da yapay damar) kapatılır. İşlem sırasında beyin kan akımını devam ettirmek için damar içine bir kateter (şant) yerleştirilebilir. Rutin olarak yama kullanılarak kapatılmasını öneriyoruz. Bu amaçla da en sık bacak toplardamarını tercih ediyoruz.
Ameliyatta açılan şah damarı erken inmeleri ve ileride yeniden darlık oluşmasını önlemek için yama üzerinden kapatılmalıdır.
Ameliyattan sonra hastanın yoğun bakımda kalması gerekmez veya nadiren hastanın ameliyat öncesi genel durumuna göre bir gece kalp damar cerrahisi yoğun bakımında kalması istenebilir. Genel durumu iyi, yoğun bakım gerektirmeyen hastalar bir gece serviste kaldıktan sonra ertesi gün evine taburcu edilir.
Açık cerrahi girişime alternatif bir yöntem de daralma olan bölgeye stent yerleştirme işlemidir. Özellikle stent alanında bir çok çalışma yapılmış olup bugün geldiğimiz noktada stent ile tedavi yönteminin açık ameliyata üstünlüğü gösterilememiştir. Aynı zamanda stent işleminin yüksek hacimli iş yapan deneyimli merkezlerce yapılması önerilmektedir. Hastaya ait (ciddi akciğer rahatsızlığı, ciddi kalp yetmezliği gibi) faktörlere bağlı veya teknik olarak açık cerrahinin uygulanamadığı hastalarda tercih edilmektedir.
Ameliyat sırasında oluşabilecek sorunlar (komplikasyonlar) nelerdir?
Şah damarı darlıklarında açık yöntem oldukça güvenilir bir tedavi yöntemidir. İşlem hem lokal hem de genel anestezi altında uygulanabilir. En önemli risk işlem sırasında damar sertliği olan bölgeden beyine pıhtı atması ve felç gelişmesidir. Bu oran yaklaşık %3-6 arasında görülmektedir.